25 Kasım 2009 Çarşamba

İşte sonunda...


Evet biliyorum şimdi bir çoğunuz annem gibi :) "Eee Gökçe, bu kadar malzemeyi alıyorsun da (daha paylaşmadığım bir kaç siparişim var, utandım artık, yakında paylaşıcam) hiç bir şey yaptığını göremedik" diyorsunuzdur. Ama işte sonunda elimden bir şey çıktı :) Şimdi böyle söyleyince çooook büyük bir şey beklemeyin, ufak ama işte ben çok severek yaptım, çok beğendim, umarın sizde beğenirsiniz :) kullandığım tüm malzemeleri ilk kez kullandım, sanırım başarılı oldum :)

Hediye gelen çiçekler solduktan sonra elimde böyle bir cam vazo kalmıştı. Ben de onu düz halinden biraz arındırmak istedim. Ama camın görüntüsünü de tam kaybetmek istemedim. O nedenle sadece tek yüzünü boyadım. Üzerine de peçete transferi ile resmi yerleştirdim. İlk deneme olduğu için biraz zorlandım, peçete çok nazik oluyor, yırtılacak diye epey heyecan yaptım :) Sadece bir yerinde ufak bir yapışmayan yer kalmış ama ben vernikledikten sonra farkettim, şimdi ne yapsam bilemedim, yardımcı olacakların önerilerine açığım. Yorumlarınızı bekliyorum.

İşte bunlar da sıradakiler, kavanoz kapaklarının verniklenmesi kaldı, cam kısmını boyamayacağım, bunları baharat kavanozu olarak kullanmayı düşünüyorum. Büyük kutu ise hediye olacak :)

Not: İşlerimin bu kadar ağır gitmesinin nedeni iş dışında evde geçirdiğim zaten sınırlı olan zamanı da bir önceki yazımdaki canavarla geçirmemdir. İşler ancak o uyuduğunda yürüyor :)

Evdeki canavar...

Dün evdeydim... Benim izinler böyle, bir değişik, bazen hafta sonu bazen hafta içi :) Dün de işte öyle hafta içi günlerden biriydi. Benim için pek farketmiyor, önemli olan kızımla geçireceğim bir gün olması :)
Önce Capacity'e gidip fıstığıma bayramlık elbise, ayakkabı falan aldık, tabii baloncuya da uğramadan geçemedik :) Anneannesi ilk defa alışveriş merkezine bizim küçük hanımla gittiği için biraz dağıldı ama biz balonumuzla çok mutluyduk :)

Günün canavar kısmı ise bu noktada başladı, önce Capacity'e gitmişken, geçen gün Tuku'nun sayfasında öve öve bitiremediği şu kahveli kurabiyelerden mutlaka alayım istedim, iyi de yapmışım :)
Kurabiyeler süper hakikaten. Yer Komşu fırın.. Ama asıl benim minik kuşumun testinden tam not aldı. Haline baksanıza.

20 Kasım 2009 Cuma

Sürpriz :)....

Nasıl olmuşlar ama tam yılbaşına yaklaşırken ve hepiniz merakla beklerken yılbaşı ağaçlarına asılan süslere benzememişler mi? :) Tek bir sorun var dışları süper ama içleri maalesef pek pişmedi :) Ama 2.sefer başarılı olucam göreceksiniz :) Tarif pastacıdan...

18 Kasım 2009 Çarşamba

Ayça kimdir?

Biliyorum bu giriş biraz ansiklopedik oldu ama bir baktım bu ara herkes "Ayça, Ayça" deyip duruyor. Ben de tabii klasik meraklı hatun :) dedim kim acaba bu Ayça? Adı da kardeşime benziyor üstelik, bizimki Ayçe :) Hemen tıkladım ve başladım gezmeye. Onlar ne fotoğraflar öyle bayıldım. Hatta Ayça'ya sormadan birini buraya koydum bile umarım bana kızmaz, ona da haber verdim tabii.

Gelelim diğer konumuza;
Sevgili Ayça bir çekiliş yapıyormuş, hatta bir değil her hafta çekiliş yapıyormuş. Ben normalde bu çekilişlere katılmayı pek tercih etmiyorum (Primarima'nın yılbaşı çekilişi farklı tabii, ona katıldım :) ). Ama Ayça beğendiğiniz ürünümü bana haber verin deyince dedim bu başka, Ayça sanırım ürünleri hakkında bir fikir almak istiyor, e o zaman ben de yardımcı olayım :)
Ayça'cım ürünlerinin hepsine bayıldım ama özellikle bu aralar inciye takan ben bu kolyeye hayran oldum. Ellerine sağlık :)

Bu arada sen bir ürün dedin diye bir şey demiyorum ama doğrusu o mavili/kahveli portföy çantada da aklım kalmadı desem yalan olur :)

Ayça'ya ulaşmak için burdan alayım sizi...

14 Kasım 2009 Cumartesi

Bir insanin bildigini zannettiği bir şeyi, öğrenmesi imkansızdır

Sabah sabah babamdan geldi bu yazı, kısa ve öz. Böyle sözleri severim ben. Sizinle de paylaşayım istedim. Bu arada söz Epiktetos'a aitmiş. Babamın hep söylediği bir şey var onu da yeri gelmişken ekleyeyim bari. İlgilendiği işi olsun, hobisi olsun, hatta otomobil veya motosiklet kullanmak olsun (ki bence çok iyi kullanır her ikisini de) hep " ben bu işi bilmiyorum ki, bildiğim gün hata yaparım" der.

12 Kasım 2009 Perşembe

Bugün güzel bir gün...- Etsy

Dışarı da deli gibi bir yağmur var. Hava kapalı, genelde herkesin kasvetli olduğu tarzda bir gün ama ben sanki bahar gelmiş gibi neşeliyim bugün. Öncelikle dün almış olduğum boyalarla boyamak istediğim işlerime başladım :) :) Tabi onun da hikayesi ayrı. Size resimlerini gösterdiğim akrilik boyalar ve fırça meğer cam ve metal üzerinde olmuyormuş, danıştığım diğer blog sahibi arkadaşlardan (lolipu, Ece hanım, beyazkkelebek) öğrendiğim kadarıyla kardeşime hemen enamel boya ve sünger fırça siparişi verdim. Gelen boyalarımla da hemen işe koyuldum. Kızın her uyumasını fırsat bilip bir kat daha boyuyorum :) Bitince resimlerini paylaşıcam sizinle, malum biraz zaman alıyor böyle :)

Bir de bu sabah işe geldim, ne göreyim; masamın üzerinde sarı bir zarf :) :) :) Etsyden verdiğim siparişlerin biri gelmiş :) Hani şu ilk etsy ve ilk paypal denemem dediğim siparişler...
Deneyimlerime gelince:
Siparişi Etsy'de "Jubilee For Me " den verdim. Geçen hafta perşembe günü vermiştim. Paketim dün geldiğine göre 6 gün içinde problemsiz elime ulaştı(Bu siparişimin uluslararası gönderileri için haftanın 3 günü vardı, benim şansıma biri de perşembeydi ve ben siparişi verdiğim gün kargoya verildi). İçinden tüm istediklerim eksiksiz çıktı :) Hatta Rachel bana hediye olarak karışık seçtiği 10 adet daha aplike göndermiş. Sipariş formuna da el yazısı ile teşekkür notu yazmış :)
Şimdi ben bugün mutlu olmayayım da ne zaman olayım :)

7 Kasım 2009 Cumartesi

Peçete koleksiyonu...

Küçükken çok büyük bir peçete koleksiyonumuz vardı kardeşimle. Herhalde 500'e yakın değişik peçetemiz vardı. Şimdi o kutuları bir bulsam ahhh ahh. Herhalde annemin bir cinnet anında o zamanların Halkalı çöplüğüyle buluştular. Tabii annem ne yapsın, odamızda nereyi açsa bir koleksiyon; kalem, silgi, peçete, pul, şekilli kalemtraşlar, minti/pembo kağıtları (tamam yaşı genç olanlar anlamayabilir, sakız kağıtları yani), yapıştırmalar... Bunları o zamanlarda bulmak çok zordu, Türkiye'de birkaç çeşit zar zor bulunurdu. Arı maya silgiler pembe, yeşil :). O nedenle nerde değişik bir şey bulsak, hele biri yurtdışından getirmişse en kıymetli eşyamız olur köşe bucak saklanır, kullanılmaz, ellenmezdi. Annemlerin Kıbrıs'tan getirdiği bir torba dolusu şekilli silgi bizim için dünyanın en büyük hazinesiydi. Her gün çıkarıp tek tek bakıp geri koyardık.

Neyse lafı fazla uzatmayayım. Peçetelerle ilgili konum farklı bu defa. Ben yeniden peçete koleksiyonuna başladım ama bu sefer amaç farklı. Yaşasın "Peçete transferi"... :)
Kızımla evde detaylı kesimleri yapmak zor olduğu için her boş fırsatımda elimdeki peçetelerdeki şekilleri kesiyorum ki ilk elime bir şey aldığımda peçetelerim hazır olsun. Bunları bozulmadan korumak için de bir dosya edindim. Hani şu içinde şeffaf dosyaların hazır olduğu, hatta içlerinde de temiz bir yaprak var. Böylece hem daha rahat bakılabiliyor, hem de her poşet çift taraflı kullanılabilir. Mutlaka böyle bir şeyleri kullananlarınız zaten vardır. Ama ben yine de aklına gelmeyenlere, bir çözüm arayanlara fikir vereyim istedim. Fotoğrafını da ekliyorum. Hepinize kolay gelsin.

6 Kasım 2009 Cuma

Susam sokağı

Biraz önce google'da gördüm. Bugün Susam Sokağının 40.yılıymış. Ahhh ahhh nerelere gittim birden. Çocukken hiç kaçırmazdım. en çok da kurabiye canavarı ile minik kuşu severdim :)

İlk ve ilk...

Bu arada dün ilk kez Etsy'den sipariş geçtim. İlk kez paypal denen sistemi kullanarak. Bakalım ne kadar zamanda gelecek? Nasıl gelecek? Görünce size de haber veririm.

Sabah sabah süper haber

Sabah sabah hani şu yan taraftan takip ettiğim bloglara bakarken çok güzel bir haber gördüm. Sevgili poh poh perisi biraz erken de olsa güzeller güzeli kızına kavuşmuş, hemen yorumlarına notumu bıraktım. Çok sevindim. Geçen sene kızımı kucağıma aldığım ilk an geldi aklıma. Sıcaklığı ve kokusu hala burnumda, bunu zamanla unuturmuyum bilemiyorum umarım unutmam, hayatımda tattığım en güzel histi. Umarım tüm isteyenler bunu bir gün yaşar. Neyse lafı uzatmayayım. Minik Lal'e buradan da bir daha tüm sevdikleriyle mutlu, sağlıklı, hep güleceği bir ömür diliyorum.

3 Kasım 2009 Salı

Yeni yeni ciciler :)

Evet bugün çok mutluyum. Dün kendime bir sürü ciciler aldım ama öyle giyecek falan değil :)
Annem daha önce Bakırköy'de hiç bilmediğim bir hobi marketi olduğunu söyledi. Hemen tarifini aldım. Kızı ona bıraktım. Doğruca Bakırköy'ün yolunu tuttum. Çok da kolay buldum. Gerçekten çok güzel bir market, epey malzeme var. Çeşit çeşit boyalar, kalıplar, stenciller, takı malzemeleri, boncuklar, kumaşlar, iplikler, kurdeleler, ham ahşap ve seramik objeler... Daha neler neler... Mağaza 3 katlı, girişte bütün hobilere ilişkin malzemeler, üst katta ham ahşap ve seramik objeler, alt katta ise indirimdekiler var. Tabii ben alt katta epey bir zaman harcadım. Özellikle takı malzemesi çok fazla vardı. Neler neler... görmeniz lazım.
Ben resimde de göreceğiniz ufak poşettekileri aldım. Poşeti 2 TL. Biraz aldıklarımdan ve fiyatlardan bahsedeyim. Ben çok yer gezmediğim için fiyatları uygun mu bilemedim. Bana hem fiyat hem de marka/malzemeler hakkında fikir verirseniz memnun olurum.

İşte alışveriş torbamın genel görünüşü:

Bu minik torbadakiler şu indirimli diye bahsettiklerim, torbası 2TL. Yapacağım yaka iğneleri için iğneler, yapışkan taşlar, yaprak şeklinde cam yeşil boncuklar, kristal boncuklar ve çok sevimli Bambi ceylan şeklinde süsler aldım.
Fırçayı 2,5TL, su ile çıkan kumaş kalemini ise 2TL'ye aldım.


Aplike tutkalı, transfer tutkalı ve transfer medyumunun her biri 8TL, açık yeşil akrilik boya ise 4TL.

Su bazlı parlak (bunun bir de ekstra parlak olanı vardı, ben onu tercih etmedim. Kullanınca sonucunu da gösteririm) sprey vernik 18TL

Bu taçları ordan almadım, yine Bakırköy'de bir tokacıdan aldım. 2 sine 8TL verdim. Kırmızı pul şeriti aşağıdaki tüylerle anlatıcam.

Fimoların adedi 3,5TL idi. Ben bir beyaz aldım boyutlu çalışmalar için, bir de ten rengi aldım, ondan bir kaç figür çalışmayı düşünüyorum. Bu arada burada kenarı çıkan sol köşedeki ahşap makara, hani şu yün boruları örmek için, bir bunu çocukken tahta makaraları çivi çakarak yapıp kendimize bileklik örerdik ama artık tahta makara bulmak imkansız, bu zaten makaradan biraz daha geniş, içine boncuk falan yerleştirilebiliyor. Fiyatı 3,5TL.

Bu peçeteler de tek tek olanlar 0,5TL, en altta gördüğünüz poşette 4 adet olanlar da 2TL. Koca paket almaktan iyidir dedim, böyle beğendiklerimi aldım.

Bu tüyleri de ordan almadım. Bizim Bakırköy'de Gür Çarşı'nın altında hep gittiğimiz bir tuhafiyeci verdi. Gür Astar diye, en dipteki dükkan. Hep değişik kurdeleler falan olurdu onda. Dün bir gittim meğer istekler doğrultusunda artık bebek, nikah, kına, sünnet, süsleri ve şekerleri satmaya başlamış, hem hazır satıyor hem de kendi yapmak isteyenler için malzemelerini satıyor. Tüyleri adedini 0,25TL'ye aldım. Tam rakam hatırlamıyorum ama sanırım Eminönü'nde daha ucuzdu. Ben öyle bir kaç adet örnek hazırlamak için aldığım için sorun değil dedim. Çok adetli alınacağı zaman Eminönü'ne gitmek lazım. Üstte taçların yanındaki pullu şeriti de oradan aldım. O da 0,75 veya 1TL gibiydi yanlış hatırlamıyorsam.

İşte hepsi bu kadar yorumlarda fikirlerinizi varsa önerilerinizi bekliyorum. Ben de zaman içinde yaptıklarımı paylaşacağım sizinle. O sırada biraz elişi bakmak isterseniz bizim bütün ailenin yaptıklarını paylaştığım bir sitemiz var, oradan fikir edinebilirsiniz. Bir tık tık yeter.